Türkiye Prefabrik Birliği | Sayı: 127
        
 MAKALE BETON PREFABRİKASYON TEMMUZ 2018 ◆ SAYI : 127 14 yapısal dayanıklılık esasına dayanarak geliştirildiğinde, dolayısıyla sismik, akustik ve jeolojik özellikler binanın mükemmel bir davranışını sağlar. Bağlantı tasarımının ve montaj hızının avantajlarını, her durumda (her birinin kendine özgü bir özelliği olan) yenile- nebilir binalar elde etmek için uygu- lamak mümkündür. Geçici binalarda, geri kazanılabilir kuruluşlar da dikkate alınabilir. Günümüzde beton hücre modüller istiflenebilir, aynı zamanda enerji sınıflandırması A'yı koruyacak şekilde izole edilebilmektedir. Takvi- yeli ve  kendiliğinden yerleşen beton kullanılarak bitmiş modülerin yüksek dayanıklılık ve performans göstermesi hedeflenmektedir. Yangına daha fazla direnç gerektiren farklı kullanımlara sahip binaların inşası için modül, bu gereksinimleri karşılayan koruyucu tabakalarla kaplanmaktadır. Gerçek- leştirilen projeler ise daha ziyade ko- nut, yurt ve otel projeleri olarak öne çıkmaktadır . Sonuç İnşaat endüstrisinde prefabrike yapı- mın geldiği son noktada, artık sadece genel ihtiyaçları ve detayları bir sistem içinde çözümlenmiş yapılar inşa etme- nin ötesinde, özel problemlere yönelik çözümler üretebilmek önem taşımak- tadır. Yapım sistemlerinin geleceği daha iyi detay çözümlerine yada yapım sürecinin daha verimli olacak şekilde tasarlanmasına bağlı değildir. Gü- nümüzde kullanıcının, mimarların ve üreticilerin bireysel ihtiyaçlarına göre şekillenmiş, lojistik ve dağıtım ola- nakları, sürekli değişen topluma uyum sağlayabilmek için esneklik ve yeniden kullanılabilirlik olanağı sağlayan mobil sistemler gibi yenilikler, sürdürülebilir- lik, yenilenebilir enerji, yeni malzeme- ler ve üretimde kullanılan enerji, geri dönüştürülebilirlik imkanları gibi konu- nin  daha kolay yönetilebilir bir kuru- lum-montaj metoduna ihtiyaç olduğu gündeme gelmiştir. Mimarlar mutfak ve banyo gibi tek birimlik prefabrike hücreler tasarlamış, bunları binalara monte etmeyi amaçladıkları projeler denemiştir. Bu küçük ölçekli hücre birim tasarımları karmaşık ve maliyetli mekanların fabrika ortamında geliştiril- mesine imkan vererek, malzeme firele- rinde ve maliyette azalma sağlamıştır. Diğer taraftan, ahşap çerçeve ve hafif çelik modülleri az katlı yapılarda kul- lanmak da mimarların ilgisini çekmeye başlamıştır. Bu uygulamalar, teknolojik gelişmelere paralel olarak  yapısal so- runlara çözüm getirebilme olanakları, günümüz yapılarında modüler hüc- relerin kullanılırlığını arttıran adımlar olmuştur [9]. 1980'li yıllardan sonra beton teknolojisinin modüler hücre yapım sektöründe yerini bulmadığı, bu alanda daha çok yüksek yoğunluklu kent merkezlerinde yapılan, çelik mo- düler hücrelerden oluşan, konut, yurt, hastane ve otel projelerinin gerçekleş- tirilmiştir (Şekil 2). McGraw Hill İnşaat Şirketinin 2011 yı- lında modüler yapı sektörünün mevcut durumunu belgelemek amacıyla hazır- lamış olduğu çalışmaya göre, prefab- rikasyon ve modülerleştirme uygula- malarına olan ilgiye etki eden sebepler; ekonomik yapım tekniklerinin gelişimi, BIM programının ortaya çıkışı ve hem mimarlar hem yatırımcıların tercih et- tiği bir araç olması, ve modüler bile- şenlerin hassas tasarım sağlanması ve çevreye duyarlı tasarımın ortaya çıkması gibi tasarım değişiklikleri ka- lıcı modüler binaların tercih edilmesi için yeni fırsatlar doğurmuştur. Günü- müzde özellikle yaşam alanları ile ilgili projelerde modüler prefabrikasyon fikrini yenilikçi anlamda kullanan (Şe- kil 2) Resoution:4, LOT-EK, Anderson ve Anderson, Hive Modular, Hudson, Michelle Kaufmann, SHOP Mimarlık ve Kieran Timberlake gibi mimarlık ofisleri dikkati çekmektedir. Mimar- lık ofislerinin üretime hazır prototipler geliştirmeye yoğunlaşmalarının temel sebeplerinden biri prefabrikasyon tek- nolojisinin, 1980’lı yıllardan itibaren önemi giderek ardan “sürdürülebilir yapım” kriterlerini kolaylıkla sağla- yabilmesidir. Mimarlık firmalarının düşük maliyetli ve kısa sürede yapım olanakları sunan sistem arayışlarına yanıt olan modüler prefabrikasyon ile yapı bileşenlerinin fabrikadaki üretim sürecinden, sahadaki montaj  süreci- ne kadar, bütün aşamalarda özellikle doğal yapısı korunmuş alanlarda ya- pılacak inşaatlarda ekolojik düzene zarar verilmemesi mümkün olabilmek- tedir. Ayrıca konstrüksiyonlarda geri dönüştürülmüş beton, çelik ve ahşap malzemeler kullanılabilmektedir.  Tesi- sat sistemleri de fabrikada modüllere entegre edilebilmekte, birden fazla kat fabrika ortamında bir arada üretilebil- mektedir. Buna rağmen son yıllarda gerçekleştirilen projelerin özellikle kit- lesel düzenlemelerde mimari çeşitlilik bakımından Habitat 67 gibi projeler ile yarışamadığı gözlemlenmektedir. Güncel projelerde daha çok kaplama malzemeleri ile cephe alternatifleri oluşturma eğilimi vardır [31]. Beton modüler hücre yapım açısından sektördeki güncel durumun ise yeni- den keşfedilme aşamasında olduğu söylenebilir. Az sayıda firma bu alanda yeni yatırımlar yapmaya başlamıştır (Şekil 10). Beton modüllerin, tüm iç ekipmanı ve dış yüzeyleri içeren ya- pısal elemanlar olarak üretilebilmesi, yatay ve dikey olarak gruplanabilmesi, yapısal bir birim olarak direnç kapa- sitesinden yararlanarak bina inşasını mümkün kılar. Bu ünitelerin bağlantıları
        
                     Made with ikedijital.com 
            RkJQdWJsaXNoZXIy MTczMDA=