Türkiye Prefabrik Birliği | Sayı: 131
SÖYLEŞİ BETON PREFABRİKASYON TEMMUZ 2019 ◆ SAYI :131 25 tımlı iç duvarlarını da yalıtımsız Double Wall taşıyıcı paneller ile gerçekleştir- dik. İşyerleri, depolar, hastane, siteler, idari binalar, arıtma tesisi, konutlar gibi bu sistem ile endüstriyel tesisler yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Unutma- dan son yıllarda dikey prefabrikasyon ile ilgili gerçekleştirdiğimiz projeleri- mizi Beton Prefabrikasyon dergisinde zaman zaman tanıtmaya çalışıyoruz. C.A. Sektörün duayenleri ile kıyaslan- dığında hala gençsiniz ancak öte yan- dan da neredeyse 30 yıldır da sektörün içindesiniz. Şöyle sorsam: 30 yıl ön- ceki prefabrikasyon ile bugünkü sektö- rü nasıl kıyaslarsınız, bu süreç içinde neler, nasıl değişti? Değişim kaçınıl- maz mıydı, TPB bu değişime tanıklık etmekle mi yetindi? Ü.K. 30 yıl önce, yani 1990’ların başı bizim sektöre adım attığımız yıllar Gök, Afa, Betoya, Eston, Pekintaş, Yesa, Demirağ gibi prefabrikasyonun okulu olan firmaların sektörde boy gösterdiği yıllar... Prefabrikasyonun yaygınlaştı- ğı, hızlı büyüdüğü yıllarda endüstriyel yapılar pazarın çoğunu oluşturuyor- du. Projelerinizi ihtiyaçlar belirliyor; açıklıklar, yükseklikler, yükler şimdiye göre daha küçük daha az, dolayısı ile kesitler ve eleman boyutları da daha küçük: Birim satış rakamları daha iyi, vadeler makul, üretici sayısı daha az idi. Günümüzde, yatırımcının talep- leriyle ihtiyaçtan kaynaklı prefabrik elemanların boyutları büyüdü ; yükler arttı. Yaşanılan deprem tecrübeleri ile yönetmelikler değişti; bağlantı detayla- rının önemi arttı. C.A. Satuğ Bey sizin de ekleyecekleri- niz var herhalde. S.K. Var elbette. Ekonomik politikala- rımızda da inşaat sektörü, kalkınma, gelişme modelimizin lokomotif sektörü haline geldi. Dolayısı ile prefabrikas- yon da bu modelden nasibini aldı ama 30 yıl önce prefabrikasyonun inşaat sektörü içindeki pazar payının %5 ol- duğundan bahsediyorduk. Hala %3 - 5’lerdeyiz. Yani pazar payı oranımızı büyütemedik. Hacimsel büyüme ger- çekleşti; yeni üretici firmalar devreye girdi, kısıtlı da olsa yeni pazarlar oluş- turuldu. Prefabrikasyon endüstriyel ya- pıların gölgesinden kurtarılmaya çalışı- lıyor. Spor tesisleri, stadyumlar, kent mobilyaları, kara ve demiryolu yapı ve yardımcı elemanları gibi... Ama, konut ve işyeri inşaatlarının hacminin büyüdüğü sektörde prefabrikasyonun bundan yeterince pay almaması dü- şündürücüdür. Bence bu konu bir ça- lıştay konusu olabilir. Bu arada Türkiye Prefabrik Birliği’nin son yıllarda kamu yatırımlarında prefabrikasyonun kul- lanımını öne çıkartan, özel çalışılmış projelere öncülük etmesi önemli bir çabadır. Ü.K. Ancak, özel projelerden yola çıkıp genele yayılan yurtlar, okullar, sağlık tesisleri gibi çalışmalara da öncülük etmesi nacizane fikrimdir benim. Da- hası... “Prefabrikasyon” kavramını çubuk yapı elemanları tekelinden kur- tarmalıyız. Yapısal olan ya da olma- yan cephe panelleri, perdeler, taşıyıcı duvarlar, bölme duvarlar, merdivenler, parapetler, görsel cephe elemanları, altyapı-temel elemanları gibi çalışma- lar ile konut sektörüne de el atmalıyız; tasarım odaklı çalışmalıyız. TPB’ nin teknik desteği, standart ve yönetme- liklere katkıları çok önemli ve değerli- dir. Bu desteği her zaman arkamızda hissediyoruz ve devamlı hissetmek istiyoruz. C.A. Bir de şunu sorabilir miyim? Yakın gelecekte prefabrikasyon sektöründe neler bekliyorsunuz? Bu beklentilere (olumlu/olumsuz) TPB olarak müda- halede bulunmak, ya da katkı yapmak, yönlendirmek nasıl mümkün olabilir? S.K. Kıyasıya rekabet, daralan pazar prefabrikasyonda yeni arayışlara yol açacaktır. Teknik bilgi ve işin tekniği, tasarım gücü yüksek olan bu arayış- ta elbette çıkış yolu bulur. Gönüllük esasıyla kurulmuş TPB bir dernek bir STK’dır. Tüzüğündeki amaç ve ilke- lerine bağlı hareket ederse hepimizin menfaatinedir. STK’lar üyelerinin aktif gücü ile gelişirler, büyürler ve söz sa- hibi olurlar. Bunun için yönetim, üye- lerin etkinliğini diri tutulmalıdır. C.A. Peki, özellikle Avrupa’daki prefab- rikasyon sektörü hacmi, gündemi ile Türkiye’deki hacmi ve gündemi nasıl karşılaştırabiliriz? Avrupa referansı ve Türkiye kısıtlarıyla hangi başlıklara na- sıl yaklaşmalıyız? Ü.K. Avrupa’daki prefabrikasyon sek- törü hacmi konusunda son zamanlar- da çok güvenilir bir veri içeren yazıya rastlamadım ama sohbet ve gözlemler sonucunda bu hacmin çok yüksek olduğunu söyleyebilirim. Yani Türki- ye’deki %5’lerden çok yüksek. Bir ay kadar önce Danimarka ve İsveç’e yap- tığımız bir seyahatte prefabrikasyonun ve dolayısı ile yapı sektörünün geldi- ği son noktayı gözlemleme fırsatımız oldu. Artık, yerinde döküm, yani kalıplı imalatlar nerdeyse hiç yapılmıyor. Her şey ön dökümlü sistemlerle yapılıyor ve çelik sistemlerle destekleniyor. Ör- neğin, Malmö’nun yeni gelişme bölge- sinde prestijli binalar yapıyorlar. Hepsi doublewall panel sistemleri ile… İsraf ve kayıpları önlemek, azaltmak adına her konuda standardizasyon Avru- pa’da kabul görüyor. Bunun sonucu üreticiler tek tip ya da tek ürün üreti- yorlar, bunun üzerinde uzmanlaşıyor- lar. Örneğin yalnızca cephe panelleri ya da prekast merdiven üreticileri, ya da döşeme üreticileri, kolon üreticileri
powered by ikedijital.com
RkJQdWJsaXNoZXIy MTczMDA=