Türkiye Prefabrik Birliği | Sayı: 131

MAKALE BETON PREFABRİKASYON TEMMUZ 2019 ◆ SAYI : 131 8 lar konuyu genellikle maliyet açısın- dan irdeleyen çalışmalardır. Haas ve diğerleri (2000) “Prefabrikasyon ve önmontaj trendleri ve inşaat işgücü üzerindeki etkileri” başlıklı araştırma- larında inşaat sektöründe prefabrikas- yon ve ön montaj eğilimlerini bir anket çalışmasına dayanarak belirlemiştir. Endüstriyel inşaatta kullanılan yöntem- ler tespit edilmiş, ayrıca, araştırma, yöntemlere ilişkin etmenlerin nispi ağırlığını, avantajlarını ve engellerini ortaya çıkarmıştır. Çalışmada ayrıca, teknolojinin, özellikle de prefabrike ele- manların inşaatta kullanımının işgücü üzerindeki etkisi de tespit edilmiştir. Sektör paydaşlarıyla yapılan anketten elde edilen en önemli bulgular: 15 yıl içinde prefabrike ve ön montaj kulla- nımının neredeyse iki katına çıktığı, prefabrikasyonun kullanımındaki en önemli üç etkenin zamanlama, işgü- cü sorunları ve ekonomik faktörler olduğu, prefabrikasyon ve ön montajın genellikle proje süresini kısalttığı ve genel proje maliyetini düşürdüğü, el becerilerine dayalı üretkenliği arttırdığı, kaliteyi iyileştirerek ve işçilik oranlarını düşürdüğü, inşaatın çevresel etkilerini azalttığı, çalışan güvenliğini artırdığı, prefabrikasyon ve ön montaj için ge- rekli olan ön-planlama ve proje koordi- nasyonunun getirdiği ilave maliyetlerin engel teşkil edebileceği, ulaşım zorluk- larının artması, daha büyük esneklik ve daha gelişmiş tedarik gereklilikleri olduğu, prefabrikasyon ve ön montajın çoğunlukla endüstriyel yapılarda uygu- landığı, verimliliğin prefabrikasyon ve önyükleme ile ilgili tüm çalışma grup- larında geleneksel inşaata göre daha iyi seviyelere ulaştığı, işgücü maliyeti- nin daha düşük olduğu, iş güvenliğinin arttığı olarak özetlenmiştir (1). Konuyla ilgili önemli çalışmalardan bir diğeri de Goodier ve Gibb’in (2007) Birleşik Krallıkta inşaat sektöründeki uygulayıcı firmaların prefabrikasyon teknolojisini kullanarak saha dışında kapalı alanlarda inşaat konusundaki görüşlerini ortaya koymak ve bunla- rı karşılaştırmak amacıyla yaptıkları araştırmadır. Anket çalışması şeklinde yürütülen bu çalışmada daha kısa in- şaat süreleri ve artan kalitenin önemli avantajlar olarak görüldüğü, buna kar- şılık tesis dışı üretimden kaynaklanan ek maliyetinin bu teknolojileri kullan- manın önündeki başlıca engel olduğu sonucuna varılmıştır. Ankete katı- lanların büyük çoğunluğu, tesis dışı olanakların ve potansiyelin farkında olduklarını, taleplerin giderek artması- na rağmen, başlıca engellerden birinin projelerin kendisi olduğunu vurgula- mıştır. Bununla birlikte, prefabrikasyon piyasasının gelişmeye devam etmesi için, negatif çağrışımlarının üstesinden gelinmesi ve inşaat sürecinde karar vericiler için, özellikle de geleneksel yöntemlerle net maliyet karşılaştırma- ları ile ilgili olarak daha şeffaf bilgi ge- rekmesi gerektiği belirtilmiştir. Uygula- madaki engellerden biri de çalışmada yeterli yarı vasıflı ve çok yönlü çalışan- ların mevcudiyetinin eksikliği olarak vurgulanmıştır. İngiltere’deki saha dışı inşaat faaliyetlerinin inşaat piyasasının toplam değerinin %2,1’ini oluşturduğu tahmin edilmektedir (2). Jaillon ve Poon (2008) Hong Kong’un yoğun kentsel ortamında prefabrik yüksek katlı binaların sürdürülebilir inşaat özelliklerini değerlendirmeyi amaçladıkları çalışmalarında, gelişti- rilmiş kalite kontrol, iyileştirilmiş çev- resel performans (atık, toz ve gürül- tünün azaltılması), iyileştirilmiş saha güvenliği, işçilik talebinin azaltılması ve inşaat süresinin, prefabrikasyonun benimsenmesinde önemli faydalar sağladığı sonucuna ulaşmıştır. Örnek çalışmalarda, prefabrikasyonun be- nimsenmesi sırasında inşaat atıkları- nın ortalama %65’inin, sahadaki işgü- cünün %16’sının ve inşaat süresinin %15’inin azaldığı kaydedilmiştir. Kaza oranı sanayi rakamından ortalama %63 daha düşük olarak belirtilmiştir. Çalışmadaki bulgular aynı zamanda, inşaat maliyetinin, geleneksel inşa- at yöntemlerine nazaran biraz daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bununla birlikte, saha faaliyetlerinin ve inşaat süresinin azaltılması ve iyileşti- rilmiş kalite ve çevresel performanslar ile maliyetten kaynaklanan dezavan- tajların dengelendiği vurgulanmıştır. Sınırlamalar söz konusu olduğunda, yoğun bir kentsel ortamda prefabrikas- yonun kullanımın başlıca sınırlamaları arasında, daha yüksek başlangıç ​ma- liyeti, saha boyutları (dar alan), saha erişimi ve prefabrike elemanlar için yerinde depolama alanı eksikliği olarak sayılmaktadır. Sonuç olarak, prefabri- kasyonun özellikle yüksek yoğunluklu kent ortamlarında ekonomik, çevresel ve sosyal faydalar sağladığı, daha çev- reci ve sürdürülebilir bir yapı sektörüne yönelik taleplere cevap verdiği, sağlıklı bir yapı ortamı ve kaynakların verimli kullanılması için kritik öneme sahip ol- duğu belirtilmiştir (3). Taylor (2010) prefabrikasyon ve saha dışında inşaatın, İngiltere inşaat sek- törünün verimliliği ve sürdürülebilirliği açısından çok önemli olduğunu vur- guladığı araştırmasında prefabrike ve inşaat sahası dışındaki üretim faaliyet- lerinin inşası, ölçümü, kıyaslanması ve büyüme ile yayılma derecesinin belir- lenmesi üzerine bir çalışma yapmıştır. Bu araştırmanın sonuçlarında, saha dışı inşaat teknikleri kullanılarak tasar- lanan ve inşa edilen yapıların, inşaat sektörü üretim değerinin daha iyi anla- şılmasına katkıda bulunduğuna vurgu yapılmaktadır. Araştırmanın sonuçları mevcut literatürde önemli farklılıklar ve sınırlamalar tanımlamakta ve saha

RkJQdWJsaXNoZXIy MTczMDA=