Türkiye Prefabrik Birliği | Sayı: 132
SÖYLEŞİ BETON PREFABRİKASYON EKİM 2019 ◆ SAYI : 132 27 periyodları yükseklikleri ile alakalı; 4 katlı binanın titreşim periyodu, toprak/ zemin periyodu ile benzeşir. 1999 Göl- cük depreminde telefat bu yüzden bü- yük oldu. 6-8 katlılar duruyor da, 4 kat- lılar neden gidiyor iskambil kağıdı gibi? Yapı statiği kürsüsünde asistan iken –sene 1967, yaş 27,– bu periyod ko- nusunu iyi öğrenmiştim. Japonlar çok dikkat çekmişti buna, şartnamelerini okudum, gördüm. Amerikalılar üniver- sitelerde yeni yeni deney yapıyorlardı. Şunu kavramıştım: Yapının periyodunu değiştirirsek, bu bina yıkılmaz! Sakar- ya’dan geri dönüyoruz, karanlıkta, ara- ba kullanırken bunları düşünüyorum, yanımda Köksal var! Mühendise üç soru sorulur. İkisini karşısındaki sorar, üçüncüyü kendisi sormalıdır! C.A. Nasıl bir uygulama yaptınız? E.A. Mühendise, yeni bir projede, iş öncesi üç soru sorulur. İlk iki soruyu karşısındaki sorar: “Kaça?” ve “Ne ka- dar sürede?” Mühendis bunu cevapla- malı ve çözüm bulmalı. Bu iki soru sı- kıntılıdır; çünkü para ve zaman, kaynak kıttır. Üçüncü soruyu ise mühendis, kendine sorar. Mühendisi mühendis yapan sualdir bu, kendinden başka kimse sormaz, üniversite de öğretmez bunun cevabını: “Bu bir çözüm mü?” Yani, ilk iki soruya verdiğim cevap, ‘bütçe yeterli, süre yeterli, iş yapılabi- lir’, doğru bir çözüm mü? ‘Daha iyisi’ olabilir mi? İşte, bu sual sorulmazsa, mühendislik olmaz. Bayındırlık Müdürüne dedim ki; bizim çözümümüz şöyle şöyledir, bunun maliyeti 600 bin liradır –yani 12 milyon yerine–, süresi 4 aydır –3 yıl yerine–. Şu periyod ve rezonans meselesini kavramışım ya, çözüm buradan çıktı! Kabul ettiler ve yapıldı, yıl 1969. Aradan zaman geçti. 1999 depre- mi; Gölcük, Akyazı, aynı mesafeler. Sakarya Valilik Binası, Yapı Merkezi tarafından tamir edilişinden 30 sene sonra ayakta kaldı, sapsağlam! Etra- fındaki adliye binası dahil birçok bina yıkıldı. Çok üzüldüm; çünkü mühim olan, bizim yapının ayakta kalması de- ğil, işin aslını anlamak. Bu iki periyodu ayırmak, yani Fizik işi; sonrası basit. Başımıza ne gelirse bilgisizliğin bedeli; mesele budur! Bu depremde Prefabrikasyon iyi sı- nav vermedi... C.A. 1999’da iyi sınav veremedik de- miştiniz. E.A. Bu depremde prefabrikasyon iyi bir sınav vermedi. Evet! Bir tarafı biz mühendislerin hatalarıydı. Bir tarafı ise insanların, prefabrik kavramını yan- lış anlaması: Prefabrik evler hemen kurulabilir, hızla. Prefabrik kelimesi, literatüre değil de piyasanın ezberine böyle girdi yeniden. Depreme dayanık- sız, geçici kullanılabilir yapılar; çelikle üretilen, konteyner gibi evler yapıldı, geçici iskânlar. Yüzlerce, binlerce kon- teyner tipi ev yapıldı, prefabrik diye. C.A. Oysa prefabrikasyon bu değil? E.A. Değil tabii! Prefabrik kelimesinin anlamı değişti. “Ön-üretim” anlamın- daki “prefabrikasyon” sözcüğü, ka- muoyunun zihnine, deprem sonrası alelacele kurulan baraka ve konteyner- lerle eşanlamlıymış gibi yerleşti. Oysa prefabrikasyon, muhteşem bir fikir, mühendislik zekâsı. Yapıyı parçalara ayırır, bunları fabrikada üretir, şantiye- de birleştirir, bağlantılarını öyle yapar- sın ki, hiç zafiyete uğramaz. Gerektiği kadar sıkar, gerektiği kadar monolitik yaparsın; istersen biraz döndürerek ya da iyice yan yana sıkarak veya bağla- yarak, ne ise metodun; ki bu, mühen- dislik bilgine ve deneyimine bağlı. Çok ekonomi sağlayabilirsin, seçtiğin mal- zemeyle. Büyük sıklıkla da depreme dayanıklı bir yapı kurarsın. C.A. Prefabrikçiler, Birlik; bu kavram kargaşasında bir şeyler yapamaz mıy- dı, doğrunun ve gerçeğin anlaşılması için? E.A. Yapabilirdi; ama travmayı atlata- madık! Önce hatalarımızla yüzleşme- miz lazımdı, bunu yapamadık. Ancak, diğer yandan, hiç de kolay değil. Öyle bir deprem olmuş ki, her evde kayıplar var! Kime, neyi, nasıl anlatabilirsin, bu büyük yıkım ve acı karşısında! C.A. Prefabrikasyonun değil, fakat onu yanlış ve hatalı kullananların günahı, diyorsunuz. E.A. Müzikte yedi nota var, bu yedi notayla ne kadar çok eser üretilmiş; renkte de öyle!.. Bizim de elimizde mü- hendisliğin, bilimin öyle silahları var ki; mühendisliği iyi kullanarak, deprem de dahil bütün sorunlara, prefabrikasyon çözümler ile cevap vermek mümkün. C.A. Deprem sonrası uygulamalar?.. E.A. Betonarmenin depremden ba- şarılı çıktığı düşünüldü; daha sağlam diye, bütün binalar betonarme perde duvarlı yapıldı. Prefabrikasyon gözden düşüp eski canlılığını kaybetti. O za- man “Hata prefabrikasyonda değil, biz mühendislerde!” demeliydik. Nitekim, prefabrikasyon hâlâ üniversitelerde öğretilmiyor, güçlü bir teknoloji olduğu yeni mühendislere anlatılmıyor! Çok heyecanlı bir başlangıçtı! C.A. Oysa 1980’lerde çok önemli hamleler yapılmıştı. E.A. Çok heyecanlı bir başlangıçtı tabii. Bunu söylemem lazım; Bülent Bey, Do- ğan Dölcel zamanında girdiler. Doğan Dölcel iyi bir mühendis ağabeyimizdi,
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTczMDA=