Türkiye Prefabrik Birliği | Sayı: 132

SÖYLEŞİ BETON PREFABRİKASYON EKİM 2019 ◆ SAYI : 132 28 önemli bir beton prefabrike okul proje- sinde onun stajyeri olmuştum, kısa sü- rede çok sayıda okul yapılmıştı; Allah rahmet eylesin. Bülent Tokman onun zamanındadır; sonra ben başkanlık yaptım, 6 veya 7 sene. Sözleşme ve şartnameleri tamamladım, esas teknik hususları tamamladım. Hesap esas- ları, deney yapma metotları; prefabrik sistem nasıl denenebilir, hangi şartlar altında kabul edilebilir, beton kalitesi... bütün bunları Bakanlığa verdik. C.A. Ben aranıza katıldığımda heye- canınızı gördüm, okudum. Kuruluş ve sonrası, her yıl bir sempozyum; çok büyük bir heyecandı. E.A. Evet, öyleydi; bakan ziyaretleri, basın toplantıları. Ancak yine de bizi Müteahhitler Birliği kadar ciddiye al- mazlardı, onlar daha öndeydi. Bizim geç kurulmamız önemli değil de, eko- nomik boyut önemli; 15 firma, eko- nomik güçleri küçük. Ekonomik güç olmadıkça işin sürdürülmesi mümkün değil; kendi içinden artı değer çıkara- bilmeli. Biraz borçla kurulmuş işletme- lerdi bizimkiler, genç mühendislerdi! Prefabrikasyonun yeniden tanımlan- ması... C.A. Efendim, konuşmamıza başlar- ken ‘prefabrikasyon yeniden tanımla- nıyor’ demiştik. E.A. Evet, işte birincisini konuştuk ba- şından beri: beton hafifletiliyor, atmos- ferden etkilenmiyor, boyut verilebiliyor, ucuz... Sonra, öngermeyi konuştuk, o da hafifletme çabasına hizmet ediyor! C.A. Bu arada, üniversitelerde prefab- rikasyon verilmiyor, işlenmiyor dediniz. E.A. Evet! Oysa bizim zamanımızda ‘ekol hocalar’ vardı. Uğur Hoca, Tankut Hoca, Erhan Hoca, Polat, Mustafa Er- dik; bunlar bir ekoldü, arkadaşlarımız! Uğur Hoca, ‘Prefabrikasyon depreme dayanmaz’ dedi; Tankut da ‘Önger- meli betonlar depreme mukavim değil’ dedi, ‘Prefabrik zırvadır’ dedi, ki bunlar doğru değildi. Belki enerjiyi absorbe etme konusunda kısmen doğruydu. Deneylerle gösterdim Tankut Hocaya, fabrikada; çerçeve, ön germe... Son- ra kendisi güzel bir şeyler yayınladı. Ancak hâlâ, geriye dönüp baktığım- da şunu düşünürüm: Tankut Hocayla yaptığımız bu tartışmada, yanımızda bir ombudsman olmalıydı; Uğur Hoca da dahil, kimse yoktu. Şimdi bu önemli tartışmalar nerede? Prefabrikasyonun temel esasları bile anlatılmıyor üniver- sitelerde! C.A. Yeniden tanımlanmada “smart” ve “yeşil” özelliklerinin de altını çiz- miştiniz. E.A. Bir şeyi smart yapmak! Ürettiği- miz her şeyi smart yapmalıyız; bu doğ- ru. Ancak, betonun içine çip koyup, işte efendim, döküm, çimento bilgile- ri, sonra bunların elektronik kontrolü... Hayır; smart tarifi bu değil! Deformas- yon ölçerleri, öngerme, hangi gerilme, yüklere karşı nasıl davranıyor senin betonun? Bunları önceden bilebilmek; budur işte smart’lık. C.A. Yeşil?.. E.A. Evet, green’e gelelim. Dünyamız bu; başka planet yok! Karbondioksitle sera gazı artıyor, ozon tabakası zayıflı- yor. Şimdi sorsam: Dünyada ne kadar su kullanılıyor? Adam-başı 150-160 kg. Fakir ülkelerde 30-40, zenginlerde 300, ortalaması 150-160 kg... Peki, dünyada sudan sonra en çok tüketilen ne? Beton!.. Ne otomobil, ne de çelik; kişi-başı ortalama 1 metreküp beton! Dünya nüfusunu düşünecek olursan, 7 milyar metreküp! Bu kadar çok üretili- yor ve tüketiliyor. Betonun en önemli maddesi çimento, sera gazı artış se- beplerinden ve ikinci sırada! Yani iklim değişikliğinin sorumlularından biri de betoncular. Doğruya doğru! Beton çir- kin filan diyorlar, ne çirkini; asıl sorun bu! Dünya bir karbon devri geçirmiş. Ağaçlar gitmiş, toprakaltı sıvılaşmış, petrol olmuş, güneş enerjisi birikmiş; petrolü kullanmışız bunca zaman. Şim- di bizim görevimiz, sorumluluğumuz, daha green, havadan karbondioksiti alacak katkılar koymalıyız betona, bu tür betonlar üretmeliyiz! Tıpkı bitkilerin yaptığı gibi. Nasıl mı? Eh, bu da bende kalsın; teknoloji bu! Prefabrik Birliği’ne öneriler... C.A. Efendim, sizi çok yordum; teşek- kür ederim. Son olarak; bunca dene- yimle prefabrikasyon camiasına ve Türkiye Prefabrik Birliği’ne önerileriniz, geleceğe yönelik teknik öğütleriniz olur mu? Bunları da işitmek isterim. E.A. Birlik’te şimdi 38 şirket var; baş- ladığımız yıllara oranla epey fazla. Ancak kimse unutmasın ki beton pre- fabrikasyon, teknoloji bazlı bir üretim. Teknolojiye yatırım yapmazsan, gün- lük üretimle boğuşursan, Ar-Ge’ye önem vermezsen, fiyat kırayım dersen, ayakta kalamazsın. Prefabrikasyon da kalamaz! C.A. Siz, Yapı Merkezi olarak prefabri- kasyonda küçüldünüz. E.A. Evet, küçüldük; fabrikamızı kapat- tık! Ancak, prefabrikasyon fikrini, sev- dasını asla terk etmedik. Hâlâ yeni pro- jelerde önce prefabrikasyonu düşünü- yoruz. Ar-Ge’ye hâlâ ve sürekli önem veriyoruz. İşte, bu konuşmanın özünde belirttiğimiz gibi; beton prefabrikasyon teknolojisindeki yeniden tanımlama- ları, gelişmeleri yakından takip etmeli, ona göre düzenlemeler yapmalısınız.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTczMDA=