Türkiye Prefabrik Birliği | Sayı: 135

SÖYLEŞİ BETON PREFABRİKASYON TEMMUZ 2020 ◆ SAYI : 135 19 daki ilk projem Kıbrıs’ta İngilizlerin bir üssündeki subay kulübüydü. “Sen ora- daki inşaat pratiğini bilirsin” diye bana vermişlerdi. İngiltere’de 2 ayrı firmada 1,5 yıl çalıştım. Bu arada konut ve prefabrikasyon konusu ile ilgim sürü- yordu. Okuduğum kitaplardan birinde Brezilya’daki bir proje anlatılıyor ve ülke gerekli gelişmişliğe sahip değilse prefabrikasyonun bir çözüm olamaya- cağı anlatılıyordu. Anlatılan olayda da lisans sahibi Alman firma 1 yıl sonun- da ülkeden ayrılmak zorunda kalmıştı (Freedom To Build, John F.C. Turner, 1972). O dönem ülkedeki tartışmala- ra ışık tutacağı düşüncesiyle bu olayı da içeren bir yazı hazırlayıp Ankara’da merhum Şevki Vanlı’nın Or-An projesi kapsamında organize ettiği sürekli yapı sergisi ve Yapı adlı gazeteye gönder- dim, basıldı; hatta para bile ödediler. Bu benim bir yazıdan kazandığım ilk paraydı ve kaderin cilvesi, o tarihlerde Türkiye’de prefabrikasyonun şartları- nın oluşmadığına değiniyordu. C.A. Derken yolunuz Avrupa’dan Ame- rika’ya düştü. B.T. Evet! Bu çalışmalar sırasında MIT’de konut konusunu, ekonomi ve kentleşmeyle ilgisini kurarak ele alan bir y. lisans programı olduğunu öğren- dim. Başvuracaktım ama okul harç- ları o zamana göre de çok yüksekti ve karşılamam mümkün değildi ama biriktirdiğim para ile geçinebilirdim. Ben de durumu açıkça yazarak baş- vurdum, sonra gidip program başka- nı ile görüştüm. Başvurum okul harcı bursu ile birlikte kabul edildi ve ben Londra’dan Amerika’ya geçtim. Tabii, bu arada şunu da söylemek lazım, o günlerde Türkiye’den yurtdışına para göndermek filan mümkün değildi. Ya- pacağınız herhangi bir ödemeyi ancak uluslararası posta pulu göndererek yapabilirdiniz, o da karşı taraf kabul ederse. Onun için yurtdışında yaşıyor olmasam herhalde bu şekilde tek ba- şıma, herhangi bir kuruma bağlı olma- dan MIT’ye gidemezdim. C.A. Belki de ilk yıllarınızı planlasanız bu şekilde birbirine bağlanan ve birbi- rini destekleyen adımlar yaşanmayabi- lirdi… B.T. Haklısınız. Gerçekten birbirlerinin yolunu açtılar. 1975’ te y. lisans bit- tikten sonra ilk kısa dönem askerlik çı- kınca fırsatı kaçırmayayım diye hemen döndüm. Askerlikten sonra kısa bir dö- nem şu anda artık var olmayan Turizm Bankası Fiziksel Planlama Grubu’nda çalıştım. İngiltere’de çalışırken İngiliz Yapı Araştırma İstasyonu’nun (British Building Research Station) çalışmala- rından etkilenmiştim. O tarihlerde Tü- bitak bünyesinde yeni kurulmuş olan Yapı Araştırma Enstitiüsü’ne girdim. Konut, toplu konut-altyapı ilişkisi ve Türkiye’de ivme kazanmaya başlayan endüstrileşmiş yapım sistemleri konu- larında araştırma projelerini yürüttüm ve bunlar yayınlandı. C.A. Bu çalışma dönemlerinizi okurla paylaşmanızı özellikle istedim. Söyle- şimizin başında 28 yılınızın aralıksız Türkiye Prefabrik Birliği’nde geçtiğine ilk dikkati çekilen okur, sanki tüm pro- fesyonel çalışma yaşamınızın bununla ilgili ve sınırlı olduğunu düşünebilirdi. Oysa sizin Birliğimize katılmadan önce de oldukça uzun, çeşitli ve verimli bir çalışma döneminiz olmuş. Kuşkusuz bu deneyimlerinizi de Birliğe taşıdı- nız. Sanırım bir de Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler deneyiminiz var, en sonunda. B.T. Evet, 50 yıllık meslek yaşamına epey bir şey sığıyor ! Bundan sonra Çukurova ile ilgili bir Dünya Bankası projesinde çalıştım, Birleşmiş Millet- ler’e serbest danışman olarak gece- kondu ve alt gelir gruplarının konut sorunu konusunda iki rapor ve bir proje hazırladım. Bu raporlar BM Ha- bitat yayınlarında da yer aldı. Nihayet Kentkoop’un Kentkur Proje ve Danış- manlık şirketinde yöneticilik yaptım, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde koope- ratifler için 14.000’nin üstünde konut projelendirdik. Kentkur’dan sonra bir

RkJQdWJsaXNoZXIy MTczMDA=