Türkiye Prefabrik Birliği | Sayı: 136
        
 SÖYLEŞİ BETON PREFABRİKASYON EKİM 2020 ◆ SAYI : 136 26 yazarları ve edebiyatçıları olurdu. Bunu bir misal olarak veriyorum. Onlardan ders görmek bizi onurlandırırdı. Şah- sen ben edebiyat derslerini iple çeker- dim. Bütün hocalar bizi daha iyi ye- tiştirmek için çırpınırlardı. Bizimle çok yakından ilgilenirlerdi. Üniversitede en seçkin hocalardan ders görürdük ve beş para ödemezdik. Bu borçluluk duygusu iş hayatına atıldığımızda bizi çok çalışmaya iterdi. Rahmetli Aziz Nesin “Fakirin silahı çalışmaktır” der- di. Biz de çalışır, çalışır, yine çalışırdık. Bilinçaltımızda hep ülkemizin kalkın- masına bizim de katkımız olsun ister- dik. Kitaptaki röportajlarda gözlenen olağanüstü gayretlerin sergilenişinde, öyle sanıyorum ki para kazanmanın ötesinde bu duygu ve düşüncelerin de ciddi payı olduğu fark edilecektir. Umarım bu gerçeği yansıtmayı bece- rebilmişizdir. C.A. Türkiye’de Beton Prefabrikas- yon’nun Tarihçesi kitabı üzerinde ça- lışırken, aradan şimdi 15 yıl geçtikten sonra, sizi o dönem çok heyecanlan- dıran, size de sürpriz olan söyleşiler veya anlar nelerdi? Hatırlayabildikleri- nizi paylaşır mısınız? Ş.A. Röportajları yaparken çoğu za- man o firmanın ofisinde veya Birlik’te bir araya geliyorduk. Ortada benim küçük bir el teybim oluyordu. Bu teyp pek ünlü bir Japon firmasının pahalı bir ürünüydü. İlk röportajı Fega’dan Sezer Ergin’le yaptık. Kendisi fevkalade ni- telikli, az ve öz konuşan, ciddi ve titiz bir arkadaşımızdı. Bu ilk görüşmeden sonra, kasetin çözümü sırasında tey- bin yer yer konuşmaları kesik kesik kaydetmiş olduğunu gördük. Dehşet içinde kaldığımı anımsıyorum. Yine ha- tırladığıma göre, durumu Sezer Bey’e aktardığımda, ne denli üzüldüğümü görünce beni teselli etmişti. Bu tatsız olaydan sonra her röportajı çift teyple yaptım. Rahmetli Aydın Ağabey (Boy- san) bunu görünce bana takılmadan edememişti. Her röportaj kendi içinde çok ilginçtir bana göre. Ama Türkiye’de Ereğli’deki ilk prefabrike konut projesini gerçek- leştiren Semih Güneken’le yaptığımız bir başkaydı. Sanırım kendisi de söy- lemişti röportajın sonunda. Bunları ilk kez size anlattım demişti. Bir de ülkemizdeki Yapı Üretimi Tarih- çesi’ni yazarken epey uğraşmıştım. Çünkü hem kısa olması gerekiyordu, hem de eksiksiz olması. Konumuz bu değildi ama, 50’li ve 60’lı yıllardaki inşaatçıların gizli aşkı olan Prefabri- kasyon’a geçmeden önce, sektörün geçmişini vermemiz gerekliydi . C.A. Kitabın içeriğini oluştururken önce, Dünya’da Prefabrikasyonun ve Yapı Üretiminin Kısa Tarihini akta- rıp, sonra Türkiye’de yaşananları dört döneme ayırmışınız, 2005 itibariyle beton prefabrikasyon olgusunu değer- lendirirken. Bunlar; i) Doğuş ve Emek- leme Yılları; ii) Büyüme Yılları (Türkiye Prefabrik Birliği’nin kurulması); iii) Du- raklama Yılları ve iv) Bugünkü Durum (2005). Bu dönemleri kısaca bir kez daha değerlendirmek ister misiniz?
        
         powered by ikedijital.com 
RkJQdWJsaXNoZXIy MTczMDA=