Türkiye Prefabrik Birliği | Sayı: 137

SÖYLEŞİ BETON PREFABRİKASYON OCAK 2021 ◆ SAYI : 137 15 liğin karşılaştığı projeler, zorluklar ve fırsatlar hakkında deneyim alışverişin- de bulunma imkanı sağlar. C.A. BIBM Genel Sekreterliğini, sizleri biraz daha tanımak isteriz… A.R. Ben,A lessio Rimoldi, BIBM’nin Genel Sekreterlik görevini sürdürüyo- rum 2017 yılından beri. Aslında 15 yıldır bu çatı altındayım, onu da ekle- mek isterim. Mühendislik ve Yönetim alanında bir geçmişe sahibim; kısaca Derneği günlük işlerinde yönetiyorum ve kurumsal organlarda da sektörün sözcüsüyüm. Geçmişine uygun ola- rak, esas olarak işin teknik tarafında (standardizasyon dahil) ve Birliğin stratejik gelişiminde de çaba harca- maktayım. Yakın çalışma arkadaşım Magdalena Herbik, BIBM’de Halkla İlişkiler ve İleti- şim görevlisidir. Uluslararası ilişkiler ve Avrupa Parlamentosu ve halkla ilişkiler konusunda geçmiş iş deneyimine sa- hip olan Magdalena, sürdürülebilirlik ve çevre ile ilgili politika alanlarında ça- lışmakta, mevcut ve gelecek AB mev- zuatını analiz etmekte ve önüretimli beton sektörünün stratejik konumunu geliştirmektedir. Derneğin İletişim stra- tejisinden de sorumludur. C.A. BIBM ve Türkiye Prefabrik Birliği birlikteliğini öncelikle konuşalım sonra diğer teknik konuları ele alalım ister- seniz.… BIBM’nin güçlü yönlerinden biri, üye- leriyle yoğun işbirliğidir. Avrupa’daki meslek insanlarının ve derneklerin güçlü yönlerinden yararlanarak, her birinin kendi başına çalışmasından daha iyi ve ileri seviyede sonuçlar elde etmek mümkündür. Türkiye Prefab- rik Birliği örneğinde Birliği’nin değişik Avrupa ülkelerindeki araştırma kurum- larıyla işbirliği içinde yer aldığı, sismik araştırmalara, yani Safecast ve Sa- fecladding projelerine ortak katılımda verimli bir beraberlik deneyimi örneği bulunmaktadır. Avrupa Birliği’nin bir parçası olmamasına rağmen, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki bağlar çok güçlü. Her şeyden önce, temel stan- dartlar aynıdır (CEN’de geliştirildiği gibi). İkinci olarak, Avrupa mevzuatı bir şekilde onunla güçlü bir şekilde bağlantılı diğer ülkelerin önünü açtığı için. Ama en önemlisi, önüretimli be- ton endüstrisinin gelişmesine olanak sağlayan fikirler bir ülkeye veya bölge- ye ait değil, bunu biliyoruz. C.A. Avrupa’da önüretimli beton en- düstrisi hakkında neler söyleyebi- lirsiniz? Bir de Avrupa referansıyla önüretimli beton sektörünün mevcut ve yakın gelecekteki zorlukları nasıl özetlenebilir? A.R. Avrupa’daki önüretimli beton sek- törü genellikle dünya çapında bir refe- ranstır. Sektörümüzde toplanan bilgi birikimi, çok karmaşık ve geleceğe yö- nelik projelerin üstesinden gelinmesine olanak sağlarken, sürdürülebilirlik kay- gıları giderek daha fazla önem kazan- maktadır. İnovasyon, önüretimli beton işinde bir başka önemli faktör olarak ayrıca önümüze çıkıyor. Avrupa inşaat sektörü ortamı düşünül- düğünde, gelecek on yılda önüretimli beton sektörü için temel zorluklar şun- lar olabilir: Bunlardan birincisi; inşaat sektörü- nün karbondan arındırılması: Paris Anlaşması ve son zamanlarda ‘Avru- pa için Yeşil Anlaşması’nın ardından, ekonominin karbondan arındırılması AB’ye dahil birçok hükümet için temel önceliktir. Çimento üretimiyle bağlan- tılı emisyonlar nedeniyle, beton baskı altındadır.Beton sektörünün ortakları, üretim sürecinde sera gazı emisyon- larını mümkün olduğunca azaltarak ve geri kalanını teknolojik çözümlerle aşa- malı hale getirerek yeni pazar ihtiyaç- larına cevaplar sağlamak için birlikte çalışmak zorunda kalacaklar. Zorluk olarak ikinci vurgulamak istedi- ğim husus; ‘döngüsel ekonomi ilkeleri- nin inşaatta entegrasyonu’ olarak ifade edilebilir. Buradaki asıl zorluk, betonun ömrünün sonunda gerçekten geri dö- nüşümü değil (% 100 geri dönüştürü- lebilir), ancak geri dönüşümden önce dikkate alınması gereken birçok başka parametrenin olduğunu göstermektir: malzeme kullanımının azaltılması (ör- neğin yüksek dayanıklı beton ve daha iyi bir tasarım), yapıların ömrünü uza- tılması (hem dayanıklı malzemelerle hem de iyi bakım programları ile), hem yapıların hem de elemanların yeniden kullanılması ve son olarak jeoteknik işlerde (örneğin yol temelleri) yeni bir yaşam için geri dönüştürme. Nihayet üçüncü bir zorluk, inşaatta dijitalleşmenin artan etkisi olarak ta- nımlanabilir.bir başka deyişle analojik iletişim ve üretim biçimlerinden dijitale geçiş. Diğer birçok sektörde, bu de- ğişim son birkaç on yılda gerçekleşti; ancak inşaat sektörü geride kalıyor ve çeşitli teşviklere rağmen sektörün dijitalleşmesi oldukça erken aşamala- rında. Bu hemen belirteyim; genel ola-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTczMDA=