Türkiye Prefabrik Birliği | Sayı: 140

SÖYLEŞİ BETON PREFABRİKASYON EKİM 2021 ◆ SAYI : 140 14 BİR NEHİR SÖYLEŞİ DENEMESİ: PROF. DR. MEHMET NURAY AYDINOĞLU'NUN DEPREM MÜHENDİSLİĞİNDE 50. YILI Söyleşiyi Gerçekleştiren: Günkut BARKA - Hakan ATAKÖY • Yayına Hazırlayan: Cumhur AYDIN Dergimizin bu sayısındaki söyleşi bölümünün konuğu Prof. Dr. Mehmet Nuray Aydınoğlu. Aydınoğlu Hoca’yı uzun yıllar çalış- tığı ve emekli olduğu Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’ndeki odasında ziyaret ettik. Mesleki yaşamında 56, üniversite ve deprem mühendisliği alanında 50.yılını tamamlayan, Türkiye’deki son 25 yıllık dönemde yayınlanmış bütün deprem yönetmeliklerinin hazırlanmasına birinci planda katkısı olan Nuray Hoca’nın özellikle mesleki ya- şamının izlerini sürmek ve buradan bir yandan toplumuna hizmet etmeğe çalışan bir uygulamacı ve bilim insanın portresini çizmek, diğer yandan da özellikle ‘Türkiye Bina Deprem Yönetmelikleri” ve ilişkili uygulamaların geçirdiği aşamaları bir kez daha gözlerinizin önüne getirmeğe çalıştık. Hocam böyle bir söyleşiye zaman ayır- dığınız için çok teşekkür ederiz. Rica ederim. Bu yıl benim mezuniyet ertesi iki yıl askerlik ve dört yıl projeci olarak çalıştıktan sonra 1971’de dok- tora yapmak üzere üniversiteye (İTÜ Maçka Mühendislik-Mimarlık Fakültesi İnşaat Bölümü) girişimin 50. Yılı. O ne- denle bir döküm yapmak benim için de çok ilginç olacak. Doktora Çalışmaları O zaman 1971’den başlayalım. İstan- bul Teknik Üniversitesi’nde ‘deprem- de yapı-zemin etkileşimi’ konusunda Prof. Adnan Çakıroğlu Hocayla dokto- ra çalışmaları yaptınız. Evet. Benim en büyük kazancım Adnan Bey yönetiminde doktora yapmam- dır, ondan bir şeyler öğrenmemdir. Rahmetli Hocam Adnan Çakıroğlu hiç kuşkusuz bizim alanımızda Türki- ye’nin gelmiş geçmiş en büyük bilim adamlarından biridir. Çok mütevazi bir insandı. Hiçbir zaman kendini şöyle böyle diye tanıtmazdı. Adnan Bey’den çok şey öğrendim, bende çok emeği vardır. Ben biraz uzattım doktorayı. Aslında dört senede bitmişti, şunu da yapayım, bunu da diye, neredeyse beş sene çalıştım. Bu beş senenin asgari üç, üç buçuk senesinde her hafta yarım gün ben Adnan Bey’le görüşürdüm. Salı öğleden sonrasını bana ayırırdı, düşünebiliyor musunuz? Büyük bir şeydir. Ne yaptın ne ettin bu hafta, beni takip eder, benim için de iyi bir şeydir bu. Bazen boşluk olur. İtiraf edeyim… Üniversiteye 600 lira maaş- la girdik. Evliyim o zaman, çoluk çocuk falan. Bazen arada dışarıya proje yapı- yorum, mecburen, geçinebilmek için. Kötüye de kullanmıyorum. Büyük işle- re girmiyorum, evi geçindirecek kadar. Ee o zaman biraz aksıyor işler. Ben gene giderdim yanına, sohbet ederdik. Mesela futboldan konuşurduk, futbolu bilir anlardı. Her türlü sporla ilgilenirdi. Beş yıl doktorayla geçti, asistanlık yaptınız. Anlattığım gibi 5 senede doktoram bitti, 1977 başı, Ocakta imtihana gir- dim. Doktora savunmam. Doktor asis- tan olarak üniversitede ders vermeye başladım. Ondan önce sürekli olarak Adnan Hoca’nın Yapı Statiği dersi asis- tanlığını yapmıştım, değerli arkadaşım Sumru Pala ile birlikte. Bu arada asis- tan temsilciliği yaptım, üniversitede kalsaydım herhalde yönetim işlerine çok girerdim. Üç sene asistan tem- silcisi olarak Fakülte Yönetim Kurulu üyeliği yaptım, ama Maçka üniversite gibiydi. Mühendislik Mimarlık Fakültesi o zaman, düşünsenize bütün bölümler var. Doksan tane asistan vardı. Amerika yılları Sonra Amerika’ya gittiniz Hocam? Evet, 1978 sonu, 1979 başında Ame- rika’ya ailece gittik. İki sene orada kal- dık, bir seneliğine gittik, sonra bir sene uzattık. 1981’in başında geldik Türki- ye’ye. Ben bir yandan Amerika’da bir

RkJQdWJsaXNoZXIy MTczMDA=