Türkiye Prefabrik Birliği | Sayı: 134

MAKALE BETON PREFABRİKASYON NİSAN 2020 ◆ SAYI : 134 6 Sivrice (Elazığ) arasında M w =6.7 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem mey- dana gelmiştir. Depremden yaklaşık on beş gün sonra şehir merkezleri ve kırsal kesimlerde yer alan betonarme, prefabrike, (yığma/kargir, ahşap) ge- leneksel binalar ve sismik yalıtımlı bir hastane yapısı yerinde incelenmiştir. İnceleme sırasında malzeme kalite- sindeki yetersizlikler, uygun olmayan enine ve boyuna donatı düzenleri, taşıyıcı sistemde plan düzeyinde ve düşeyde yaşanan düzensizlikler, kısa kolon, sünek olmayan betonarme ele- man detayları, yetersiz boyutlardaki yapısal elemanlar, yetersiz yatay rijit- lik ve mimari özelliklerine bağlı olarak değişik düzeylerde dolgu duvarı ha- sarları izlenmiştir. Çoğu mühendislik hizmeti görmeyen binalarda önemli yapısal hasarlar izlenmiş, bazılarında ise kısmi ya da tümsel göçmeler gö- rülmüştür. Bu anlamda, yukarıda sözü edilen eksiklikler son 28 yılda Türki- ye’nin depremler sonrası karşılaştığı sorunların tekrarı niteliğindedir. Her ne kadar deprem ivmesi tasarım ivmeleri- nin çok altında olsa da sismik yalıtımlı hastanede yapılan incelemelerde ha- sar gözlenmemesi olumludur. Benzer şekilde, önceden güçlendirilmiş beto- narme binalarda göçme engellemiştir. Prefabrike yapıların bu depremdeki performansları ise uygun bulunmuş- tur; montaj aşamasındaki prefabrike sanayi yapılarında da hasar oluşma- mıştır. Mühendislik hizmeti alıp yakın zamanda kullanıma açılan binalarda ise yapısal olmayan eleman hasarla- rının yapının hemen kullanımına engel olduğu örneklerle de karşılaşılmıştır. Gözlenen hasarlar özellikle eski de- nebilecek betonarme yapı gruplarında ve niteliksiz yığma binalarda (köy evi) yoğunlaşmaktadır. Türkiye’de bazı bi- naların yalnızca düşey yükler altında bile göçtüğü bilinmekle birlikte, bu depremde çok düşük ivmelerde hasar alan ya da göçen binaların olduğunu görmek mevcut yapı stokunun dep- rem performansı hakkında önemli fikir vermektedir. Mevcut ya da hasarlı bi- nalarda yenileme ve güçlendirme ya- pılması arasındaki hassas sınırın çok doğru bir biçimde çizilmesi gerekmek- tedir. Özellikle kırsal bölgedeki halk için kendi ihtiyaçlarına uygun mühendislik/ mimarlık hizmeti almış az katlı yapıla- rın geliştirilmesi önem kazanmaktadır. Yeni yapılacak önem katsayısı yüksek yapılar için can güvenliğinin yanı sıra deprem sonrası hemen kullanımı ola- naklı kılacak, sismik yalıtım ve enerji sönümleyiciler gibi ileri sistemlerin kullanımının arttırılması yerinde ola- caktır . 1. GİRİŞ 24 Ocak 2020 tarihinde Doğu Ana- dolu Fay Zonu üzerinde yerel saatle 20.55’de Doğanyol, Malatya ile Sivri- ce, Elazığ arasında, Doğanyol’a daha yakın bir yerde sol yönlü doğrultu atımlı M w =6.7 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem meydana gelmiştir [1,2,3]. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasat- hanesi ve Deprem Araştırma Enstitü- sü’ne göre depremin merkezi 38.3775 Kuzey enlemi ile 39.1042 Doğu boyla- mındadır [2]. Bölgede büyüklükleri en çok M w =5.4’e varan çok sayıda artçı deprem kaydedilmiştir; artçı sarsıntılar halen devam etmektedir. Deprem, Tür- kiye’deki önceki pek çok deprem gibi sığ bir deprem olarak değerlendiril- mekte, odak derinliği değişik kurumlar tarafından 5~12 km aralığında (örne- ğin, AFAD H=8.06 km [3]) verilmek- tedir; son yapılan hesaplar sonucunda H=12 km olduğu anlaşılmaktadır [1]. Depremin etkilerinin önemli bir göster- gesi olan şiddeti ise merkezüstünde I 0 =VII, Elazığ merkezde I 0 =VI, Malat- ya merkezde ise I 0 =V olarak belirlen- miştir [2]. Deprem uzun süredir sessiz durumda bulunan Doğu Anadolu Fay Zonu üzerinde ve beklenen büyüklükler civarında gerçekleşmiştir. Depremin oluşum mekanizmasının çözümü kırı- lan fayın güneybatı ve kuzeydoğu uç- larında gerilme yoğunlaşmasını gös- termektedir [1]. Yüzeyde oluşan yer- Ahmet BAL 2009 yılında Balıkesir Üniversitesi İn- şaat Mühendisliği bölümünde lisans eğitimini, 2012 yılında İstanbul Tek- nik Üniversitesi Deprem Mühendisliği programında yüksek lisans eğitimini tamamladı. Aynı yıl İstanbul Teknik Üniversitesi Yapı Mühendisliği dok- tora programına başladı. 2009-2012 yılları arasında İTÜ ve TPB ‘nin de or- tak olduğu Avrupa Birliği 7.Çerçeve Programı kapsamındaki SAFECAST projesinin İTÜ-Yapı ve Deprem Müh. Laboratuvarında gerçekleştirilen ça- lışmalarda araştırmacı olarak görev aldı. TPB üyesi Emek Prefabrik’te proje mühendisi olarak görev aldı. 2013 yılından beri Türkiye Prefabrik Birliği Teknik Komitesinde yer al- maktadır. Doktora çalışmalarını İTÜ ve Tokyo Teknoloji Enstitüsü ‘nün ortak yürüttüğü ‘Betonarme mevcut yapıların BÖÇ’ler ile davranış kon- trollü güçlendirilmesi‘ projesinde devam etmektedir. 2011 yılından itibaren Tekirdağ Namık Kemal Üni- versitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmakta; Prefabrike Yapıların Ta- sarımı, Taşıyıcı Sistemler, Malzeme derslerini yürütmektedir. Prefabrike Yapılar, betonarme yapıların deprem davranışı, güçlendirme teknikleri ve malzeme konusunda yayınlanmış 30’un üzerinde makale ve bildirisi bulunmaktadır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTczMDA=