Table of Contents Table of Contents
Previous Page  4 / 54 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 4 / 54 Next Page
Page Background

BAŞKAN’IN MESAJI

BETON PREFABRİKASYON

KASIM 2016

SAYI : 120

4

Temmuz 1921’de Yunan ordusu

Eskişehir’den çıkmış, doğuya doğ-

ru ilerlemektedir.

Durum çok kritiktir.

Ankara’da herkes huzursuzdur.

Kayseri’ye doğru göç başlamıştır.

23 Ağustos ile 13 Eylül 1921 ara-

sında yirmi iki gün süren var Sakar-

ya Savaşı’nda var oluşla yok oluş

mücadelesi verilmiştir.

Diğer tarafta ise aynı zamanda yur-

dun dört bir yanından Ankara’ya

gelen 250’den fazla erkek ve kadın

öğretmen bir araya gelmiş, çocuk-

larımızın daha iyi bir eğitim alması

için savaşmaktadır.

Mustafa Kemal, cepheden gelerek

kongreyi açmış, öğretmenlerin tek

tek elini sıkmış, açış konuşmasını

yapmıştır.” (Akyüz,1997)

İşte böylesine hassas ve kritik

günlerin yaşandığı bir dönemde,

barış dönemindeymişçesine 15-21

Temmuz (1921) tarihleri arasında

Mustafa Kemal Atatürk, I. Maarif

Kongresi’ni toplamış, Türk öğret-

men temsilcilerini bir araya getir-

miştir. Kimler yoktur ki bu kong-

rede; Ziya Gökalp Bey, Köprülü

Zade Fuat Bey, kongrenin muharriri

Yakup Kadri Bey, Bursa’dan İsmail

Hakkı Bey ve diğerleri....

Cumhuriyet devrimiyle birlikte

Türkiye’de öğretmenlik mesleği ye-

niden yapılanmış ve çağdaş, ulu-

sal ve evrensel boyutlu bir gelişim

sürecine girmiştir. Cumhuriyet dö-

neminde (1923’ten günümüze) öğ-

retmenliğin meslekleşme sürecinin

hız ve yoğunluk, yaygınlık ve etkin-

lik kazanmasında 1924’te çıkarılan

430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanu-

nu (Öğretimi Birleştirme Yasası) ile

439 sayılı Orta Tedrisat Muallimleri

Kanunu belirleyici olmuştur. Bu iki

yasadan ilki öğretmenlik mesleğine

yeni ve çağdaş bir temel, ikincisi

ise yasal bir tanım ve dayanak ge-

tirmiştir.

Bu gün ise yukarıda verdiğim is-

tatistiklerden de anlaşılacağı gibi

eğitim sistemimizin kalitesi düş-

müştür. Bu kalite düşüklüğünün en

önemli unsurlarından biri eğitimde

istikrarsızlık yani süreklilik olma-

masıdır. Son 15 yılda bir çok kere

değiştirilen eğitim sistemimiz yan-

lış politikalarla yönetilmiştir. isteni-

len seviyede çağdaş donanımlı ele-

manlar yetiştirmemiz gerekirken,

bu gün bunu gerçekleştirememiş

olmamız, üzüntü vericidir.

Türkiye’de 2015 yılı itibariyle 190

üniversite vardır. Bunlardan 114’u

devlet üniversitesi, 76’sı vakıf üni-

versitesidir. Dünyanın en iyi üniver-

sitelerinin sıralandığı 2014 Times

Higher Education World University

Rankings’te ilk 200’e Türkiye’den

dört üniversite dahil olmuştur. Lis-

tede Orta Doğu Teknik Üniversitesi

85. sırada, Boğaziçi Üniversitesi

139. sırada, İstanbul Teknik Üni-

versitesi 165. sırada, Sabancı Üni-

versitesi 182. sırada yer almıştır.

Sektörümüzü besleyen inşaat mü-

hendisliği eğitimine gelince, bu

gün ülkemizde İnşaat Mühendisliği

diploması veren 108 üniversitede

182 İnşaat Mühendisliği bölümü

ve programı bulunmaktadır. Bu

bölüm ve programlara 2014-2015

öğretim yılında 10363 öğrenci alın-

mıştır. (İnşaat Mühendisleri Odası).

Çoğu Fakülte ve Yüksek Okulların

fiziki şartları, laboratuvar ve öğre-

tim kadroları yetersizdir. Sıkıntılar-

dan önemlisi de öğrencilerin ilgi-

sizliği ve üniversiteye gelene kadar

aldıkları eğitimin iyi olmamasıdır.

Bu şartlarda mezun olan öğrencile-

rin durumu daha da zordur.

Öte yandan, teknik donanıma sahip

yeterli ara eleman bulunmayışı ülke

kalkınmasında sıkıntı yaratmakta-

dır. Bütün iş kollarında olduğu gibi

inşaat sektöründe de eğitimli ara

eleman ihtiyacı büyüktür. Diğer iş

kollarına göre daha emek yoğun ve

riskli sınıfa giren İnşaat sektörü bu

konuda çok sıkıntılıdır.

Değerli okurlar, eğitim ve öğren-

menin okul sıralarında başlayıp

hayatın sonuna kadar devam eden

sürekli bir süreç olduğunu ve iş

hayatımızda da mutlaka eğitimi-

mize ve gelişmemize zaman ayır-

mak mecburiyetinde olduğumuzu

vurgulayarak, eğitimde yaşanan

problemlerin partiler üstü, ülke ge-

leceğine yönelik çağdaş politikalar-

la ancak aşılabileceği konusunda

birleşme temennilerimi dile getirir,

ülkemizin bu gün içinde bulunduğu

sıkıntıların bir an önce atlatılmasını

dilerim.