Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  22 / 64 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 22 / 64 Next Page
Page Background

MAKALE

BETON PREFABRİKASYON

NİSAN 2015

SAYI : 114

20

şimdilerde

mesut

ve

meşale

şek-

linde yazılıyor. Aslını bilmeyenin,

bu türden sözcükleri doğru telaffuz

etmesi nasıl mümkün olabilir?

Bu harfin bulunduğu sözcüklerde

iki tür yanlış yapılmaktadır :

a) Örneğin “olay” anlamındaki “

vak’a

sözcüğü –

yaka

der gibi–

vaka

ola-

rak yazılmakta ve televizyonlarda

sık sık –ikinci hecesi uzatılarak–

vakaa

(

vak¯a

) şeklinde telaffuz edil-

mektedir.

b) Arapça’dan dilimize geçmiş olan

kimi sözcüklerde

ayın

harfi sözcük

sonundadır. Örneğin

mevki

’ (yer,

konum),

sanâyi

’ (endüstri),

mısrâ

(dize),

mevzû

’ (konu),

câmi

’,

bâyi

(satıcı),

vedâ

’ (ayrılış) gibi bu tür

sözcüklerin “i hâli”ni yazarken ve

söylerken yanlış yapmamak gere-

kir. Mevkisi denmez,

mevkii

denir.

Sanayisi değil,

sanayii

denir. Aynı

şekilde mısrası, mevzusu, camisi,

bayisi, vedası değil,

mısraı, mev-

zuu, camii, bayii, vedaı

demek ge-

rekir.

3) “Yayınlamak” ve “yayımlamak”

sürekli olarak yapılan bir başka te-

laffuz ve yazım hatası oluşturmak-

tadır.

Yayın

sözcüğü eski dildeki

neşriyât

” sözcüğünün,

yayımla-

ma

ise “neşretme”nin karşılığı-

dır. Dolayısıyle

yayın

denir, ama

yayınlamak

denmez,

yayımlamak

demek gerekir.

4) Uzunluk birimi metre “m” ile gös-

terilir. Bu, metrenin simgesidir

(sembolü). Bu simge isteğe bağlı

olarak değiştirilemez. Büyük harfle

yazılamaz. Kısaltma olmadığı için

–eğer cümle sonunda değilse– so-

nuna nokta konulamaz. Ya da “mt”

veya “mt.” gibi başka simge ve kı-

saltmalar kullanılamaz. Bu kurallar

kat ve askatları için de geçerlidir.

Örneğin 1000 m, 1 km ve 10 cm

2

yazılır; 1000 m., 1 km., ve 10 cm

2

.

yazılamaz. Aynı kurallar, kütle biri-

mi gramın simgesi “g” ve zaman

birimi saniyenin simgesi “s” için

de geçerlidir.

5) Anlamları birbirine yakın olan

tekâmül

” (evrim) ve “

tekemmül

(tamamlanma) sözcüklerinin za-

man zaman karıştırıldığı görülüyor.

Örneğin dosya tekâmül etmez, te-

kemmül eder.

Benzer şekilde “

müte’âkip

” ile

müte’âkiben

” sözcüklerinin de

karıştırıldığına tanık oluyoruz. Ör-

neğin “…

namazını müteakiben

denmez, “…

namazını müteakip

denir. En iyisi “…

namazının ardın-

dan

” demeli.

6) Haber bültenlerinde sık sık “

terör

örgütü elebaşı

” ya da “…

terör

örgütünün elebaşı

” deniyor; “

terör

örgütü elebaşısı

” denmesi doğru

olur.

7) “

Ay

” sözcüğünün, bir yıl içindeki

12 aydan söz ederken küçük harf-

le, gökteki Ay’dan bahsederken

büyük harfle yazılması gerekir.

8 “Doğal olarak” anlamındaki “

tabî’î

sözcüğünün zaman zaman “tabi”

şeklinde kısaltılarak yazıldığı ve

söylendiği görülüyor. Tabii en iyisi

Türkçe’sini kullanmak ve “doğal”

demek..

9) Dilimizde “durum” anlamında

kullanılan “

hâl

” ile “tahttan indir-

me” anlamında kullanılan “

hal

’”,

“kapalı pazar yeri” anlamında

kullanılan “

hal

” ve “çözme, çö-

zülme” anlamında kullanılan “

hal

(“

halletmek

”teki, eski alfabede iki

“l” ile yazılan hal) olmak üzere 4

tane

hal

var. Birincisini kullanırken

“a”nın üstüne şapka koymalıyız.

10) “

Halim

” sözcüğünü –sanki “du-

e) Uzatma işaretiyle ilgili önemli bir

sorun da “kalın k” harfinden son-

ra uzun sesli geldiğinde yaşan-

maktadır. Arapça’da hem “ince k”

(

kef

) hem “kalın k” (

kaf

) harfleri

bulunur. Yeni alfabeye geçilirken

“kalın k” sesleri için Latin alfabe-

sindeki “q” harfi de alınmış olsa,

bu sorun yaşanmayabilirdi. Dili-

mize Arapça’dan geçmiş ve da-

haca kullanılan kimi sözcüklerde

bulunan “kalın k”dan sonra gelen

uzun seslilerin yazımında şapka

kullanılsa, “k” harfi ince olarak al-

gılanabilmektedir. Bunu ayırmak

için kimileri o sesliyi iki kez

yazmaktadır. Örneğin “

kaatil

” (öl-

düren), “

vakuur

” (ağırbaşlı), “

ika-

amet

” (oturma) gibi. Aksi hâlde

kaatil

ile “öldürme” anlamındaki

katil

” birbirine karışmakta ve yan-

lış okunabilmekte ya da

ikaamet

ince k ile–

ikâmet

şeklinde yanlış

telaffuz edilebilmektedir. Örneğin,

ünlü haber spikerlerinden biri ısrar-

la “kaatil zanlısı” diyor; oysa “katil

zanlısı” demek gerekiyor. Kimileri

de harfin üzerine şapka değil, düz

bir çizgi koymaktadır :

K¯atil, vak¯ur,

ik¯amet

gibi.. Ama ikincisi yepyeni

bir yazım şekli ortaya çıkarmakta-

dır. Bu nedenle biz –içimize tam

sinmese de– birinci yazım şeklini

kullanmaktayız.

2) Arapça’da gırtlak vuruşuyla çıka-

rılan ve Arap alfabesinde “

ayın

harfiyle karşılanan bir ses vardır.

Bu ses Türkçe’de bulunmadığı için

o harf yeni Türk alfabesinde yer

almaz. Ancak Arapça’dan dilimize

geçmiş kimi sözcüklerde bu harf

vardır ve yazarken “kesme işare-

ti” (apostrof) konularak gösterilir.

Eskiden kullanılan bu işaret, son-

radan kaldırılmıştır. Örneğin eski-

nin

mes’ut

ve

meş’ale

sözcükleri,